- İstiklal Marşı
   
Türkçe Menü
  Ana Sayfa
  Link Ekle
  Atatürk ve Dil Eğitimi
  Başöğretmen Atatürk
  Türkçe Öğretmenlerine Saygı Telgrafı
  Edebiyat Öğretimi
  Öğretmenlere Teşekkür
  Harf Devrimi Kararları
  Atatürk`ün Yazdığı Türkçe Geometri Kitabı
  Türk Dil Kurumunun Kuruluşu
  Sivasta Yazı Dersi
  Atatürk, Cumhuriyet ve Türk Dili
  Dil Devrimi
  Dil Devriminin Amacı
  Dil Devriminin Gerçekleştirilmesi
  Harf Devrimi
  İstiklal Marşı
  Ben Türk`üm Şiiri
  Atatürk`ün Gençliğe Hitabesi
  Yazım Kuralları
  Ses,Harf ve Alfabe
  Sesler ve Ses Uyumları
  Düzeltme İşareti
  Büyük Ünlü Uyumu
  Küçük Ünlü Uyumu
  Ünlü Düşmesi
  Ünsüz Uyumu ve Düşmesi
  Bazı Kelime ve Eklerin Yazılışı
  Sayıların Yazılışı
  Büyük Harflerin KullanıldığıYerler
  Birleşik Kelimelerin Yazılışı
  Noktalama İşaretleri
  Noktalama İşaretleri 2
  Basın ve Yayında Türkçe
  İnternette Türkçe
  Basında Türk Dili

TurkMalı
İSTİKLAL MARŞI

                                                       Kahraman Ordumuza

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

                           Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
                           Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
                           Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
                           Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

                           Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
                           Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
                           Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
                           “Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.

                           Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı,
                           Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
                           Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
                           Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

                           Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
                           Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
                           Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,
                           Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecdile bin secde eder, varsa taşım,
Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım,
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

                           Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
                           Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
                           Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
                           Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
                           Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.

                                                      Mehmet Akif Ersoy
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol